Türük

Dil, Edebiyat ve Halkbilimi Araştırmaları Dergisi

2013 Yıl:1, Sayı:1

Sayfa:212-226                                                                                                                            

GEGELENEKSEL TÜRK EL SANATLARINDAN SÜPÜRGECİLİK
(SAKARYA ÖRNEĞİ)*
Erol Eroğlu**
Yavuz Köktan***

Özet

Sakarya geleneksel sanat ve zanaatlar yönünden oldukça zengindir. Eskiden yaygın olan çömlekçilik, ağaç oymacılığı, dokumacılık, örgü işleri, süpürgecilik, sepet örücülüğü ve bakırcılık gibi zanaatlar modern teknolojinin hâkimiyeti sonucu unutulmaya yüz tutmuştur.

Süpürgecilik geçmişte Sakarya’da yaygın bir meslektir. Özellikle 1957 yılında süpürge borsasının faaliyete geçmesiyle daha da önem kazanmıştır. Günümüzde süpürge üretimi gelişen teknoloji sebebiyle gerilemiş durumdadır.

Çalışmanın konusunu; geleneksel el sanatlarından biri olan süpürgecilik oluşturmaktadır. Süpürge yapımında kullanılan malzemeler, yapım aşamaları, kullanılan hammadde kaynakları, bölgedeki geçmiş ve günümüzdeki durumu hakkında bilgi verilmeye çalışılmıştır. Çalışmamızın iskeletini örneklem olarak seçtiğimiz Sakarya’da yaptığımız alan araştırması sonucunda elde ettiğimiz veriler oluşturmaktadır

Çalışmada “tarama (survey) modeli” uygulanmıştır. Araştırma, teorik ve uygulamalı olarak iki kısımdan oluşturulmuştur. İlk aşamada, konuyla ilgili literatür taraması yapılarak konunun teorik çerçevesi oluşturulmuştur. İkinci aşamada ise, araştırmanın amacı doğrultusunda saha çalışması gerçekleştirilmiştir. Saha çalışmasında gözlem ve görüşme teknikleri kullanılmıştır.

Anahtar Kelimeler: Süpürgecilik, Sakarya, Geleneksel El Sanatları, Zanaat, Süpürge.  

BROOM MAKING FROM TURKISH TRADITIONAL HANDCRAFTS
(ON A SAMPLE OF SAKARYA)

Abstract

Sakarya is very rich in traditional arts and crafts. As a result of the dominance of modern technology, such crafts as broom making, wood carving, weaving, knitting, basketry and coppersmith which were common in the past, have come to the brink of extinction.

Broom making was a common occupation in the past. Especially in 1957, it gained more and more importance with the activation of broom stock market.  Today, broom production has decreased due to the developing technology but it still maintain its place in married girls dowry items. 

Broom making which is one of the traditional crafts compose the subject of the study. It has been tried to provide information about the materials used in the making of broom, production steps, raw material resources that used, current and past status of the craft. The data that we obtained as a result of field research in Sakarya, chosen as sample, forms the framework of our study.

In this study, scanning model was applied. This research formed of two parts, theoretical and practical. In the first stage, the theoretical framework of the subject was established by literature scanning on the subject. In the second stage, field study was carried out in accordance with the researh’s aim. Observation and interview techniques were used during the field study.

Key Words: Broom Making, Sakarya, Traditional Crafts, Craft, Broom.

* Bu çalışma Sakarya Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Komisyonu tarafından desteklenen “Sakarya ve Çevresi Halk Sanat ve Zanaatları Derleme Projesi,    Proje No: 2004/14” projesinde elde edilen verilerden derlenmiştir.

**Yrd. Doç. Dr., Sakarya Üniversitesi, Devlet Konservatuarı, Türk Halk Oyunları Bölümü Öğretim Üyesi, eeroglu@sakarya.edu.tr

***Yrd. Doç. Dr., Sakarya Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi, ykoktan@sakarya.edu.tr

GİRİŞ

Türk halk sanatı; halk edebiyatı, halk müziği gibi işitsel (fonetik) sanatlar; halk oyunları, halk dansları gibi hareketli (dramatik) sanatlar ve el sanatları, el işi olarak isimlendirilmiş olan halk resmi, tekstil işleri gibi iki boyutlu, çömlekçilik, metal işleri, ağaç işleri gibi üç boyutlu örnekler içeren görsel (plastik) örnekler içeren görsel halk sanatlarından oluşmaktadır (Barışta, 2005:14).

Sakarya ilinin semt, mahalle, köy, çarşı ve pazar isimlerini gözden geçirdiğimizde eski isimlerin büyük bir kısmının bir ürüne ya da bir mesleğe işaret ettiği görülmektedir. Örnek olarak; Sepetçiler, Yağcılar, Bakırlı, Nalköy, Kıncılar, Saraçlı, Yağbasan, Bıçkıatık, Eskibıçkı, Uzunçınar, Alağaç, Kurumeşe, Karaçam, Kalburcu, Bezirgan, Çakmaklı, Taraklı, Pamukova, Söğütlü, Çerçiler, Çökekler, Papuççular, Çıracılar, Tığcılar, Süpürgeciler, Tabakhane, Kalaycı, Bozacı, Hasırcılar, Dokurcun, Sepetçiler, Bakırcılar, Ayakkabıcılar, Keresteciler, Demirciler, Semerciler, Çömlekçiler, Küpçüler gibi isimler sayılabilir (Çoruhlu; 2005:1097).

Süpürgecilik Sakarya’da yaygın bir meslektir. Rumeli’den gelen göçmenlerin bölgeye taşıdığı süpürgecilik zanaatı, 1957 yılında süpürge borsasının faaliyete geçmesiyle daha da önem kazanmıştır. Ancak gelişen teknoloji karşısında bir temizlik aracı olarak önemini günden güne kaybeden süpürge üretimi giderek azalmaktadır. Geleneksel Türk el sanatlarından biri olan süpürgecilik zanaatı; günümüzde hem geleneksel hem de modern araçlarla üretim yapan az sayıda usta tarafından yaşatılmaya çalışılmaktadır.  

Çalışmanın Konusu

Çalışmanın konusunu; geleneksel el sanatlarından biri olan süpürgecilik oluşturmaktadır. Süpürge yapımında kullanılan malzemeler, süpürgenin yapım aşamaları, kullanılan hammadde kaynakları, bölgedeki geçmişi ve günümüzdeki durumu hakkında bilgi verilmeye çalışılmıştır.  Çalışmamızın iskeletini örneklem olarak seçtiğimiz Sakarya’da yaptığımız alan araştırması sonucunda elde ettiğimiz veriler oluşturmaktadır.

Çalışmanın Amacı

Her toplum, tarihin seyri içinde kendine has kültürel değerlerini meydana getirmektedir. Bu kültürel değerlerden bazıları zamanla toplumun ihtiyaçlarına cevap veremediğinden veya farklı sebeplerden dolayı kaybolmakta, bir kısmı ise şekil değiştirerek varlıklarını sürdürebilmektedir.

Çalışmamızın amacı; yok olmaya yüz tutmuş el sanatlarımızın geriye kalan az sayıdaki temsilcilerinin konuyla ilgili bilgi, birikim, duygu ve düşüncelerini derlemek, bu şekilde el sanatlarını kalkındırmaya yönelik olarak başlayan ve gelecekte de artarak devam edeceğini umduğumuz çalışmalara katkıda bulunabilmektir.

Metod

Çalışmada “tarama (survey) modeli” uygulanmıştır. Tarama modeli, “geçmişte veya hâlihazırda mev­cut olan bir durumu kendi şartları içinde olduğu gibi tanımlamayı” amaçlayan araştırma modelidir. Tarama modellerinde değişik betimleme yöntemleri birlik­te kullanılabileceği gibi, problemin özelliğine ve araştırmanın amacına göre sadece bir betimleme yöntemiyle de araştırma yürütülüp sonuçlandırılabilir (Cebeci, 2002:14-17).

Saha çalışmasında gözlem ve görüşme teknikleri kullanılmıştır. Gözlem; bilim dallarında yıllardan beri kullanılan yaygın bir bilgi toplama tekniği olarak bilinmektedir. Genel olarak, bireylerin değişik ortamlarda sergilediği çeşitli davranışlar hakkında onları gözlemleyerek bilgi toplamak için kullanılır. Pratik olması ve kullanma kolaylıkları bakımından bilimsel çalışmalarda gözlemin belirli bir yeri vardır. Fazla araç kullanmayı gerektirmediği için kolayca uygulanabilen gözlem, tek veya grup olarak bireyin içinde bulunduğu çevre şartlarını ve etkinlikleri değiştirmeden, onun gözlenebilir bütün davranışları hakkında kolayca bilgi toplamaya fırsat veren bir tekniktir. Çevre şartlarında herhangi bir kurgulama yapılmaz ve gözlemlenen olguya müdahale edilmez (Gökçe, 1992:99-104).

Görüşme (mülakat) folklor derleyicilerinin en çok kullandığı alan araştırması tekniğidir. Görüşmeyle derleyici, kaynak kişinin bildiği, yaptığı, yapmış olduğu şeyleri bunların sebeplerini öğrenir. Görüşme (mülakat) ayrıca derleyiciye halk kültürü malzemesinin aslını verir (Çobanoğlu, 2000:80).

Folklor ürünlerini inceleyerek, değişmeleri gözlemlemek, yapılan tespit ve değerlendirmelerle millî kültüre ve dolayısıyla evrensel kültüre katkıda bulunmak folklorcuların asli görevidir (Eroğlu, 1990:302). Bu düşünceden hareketle süpürgeciliğin geçmişten günümüze gelmiş olduğu nokta ve geleceği hakkında tespitler yapılmış ve öneriler ortaya konmuştur.

Araştırma, teorik ve uygulamalı olarak iki kısımdan oluşturulmuştur. İlk aşamada, konuyla ilgili literatür taraması yapılarak konunun teorik çerçevesi oluşturulmuştur. İkinci aşamada ise, araştırmanın amacı doğrultusunda saha çalışması gerçekleştirilmiştir. Saha çalışması için ilk olarak Kışla Köyü’nde süpürge tarımı yapan çiftçiler ile görüşülmüştür. İkinci aşamada ise; Ticaret Borsası içindeki dükkânlarda süpürge üretimi yapan esnafla görüşülmüş, süpürgenin yapım aşamaları kayıt altına alınmıştır.

Sakarya’da Süpürgecilik

Türk halk inanışlarında bazen uğur, bazen uğursuzluk sembolü olarak kabul edilen ve evlenecek kızların çeyizlerinin vazgeçilmez bir parçası olan süpürge; gelişen teknoloji karşısında temizlik aracı olarak önemini yitirmekte olup geleneksel bir sanat ürünü olarak değerini korumaktadır.

1912 Balkan Savaşları sonrasında Balkanlar'dan Adapazarı'na göç edenlerin beraberinde getirdiği süpürgecilik, 1957’de Süpürgeciler Borsası’nın ilde faaliyete geçmesiyle birlikte örgütlü bir yapıya kavuşmuştur. Süpürgeci esnafı; geçmişte küçük dükkânlarda, Eski Garajlar ve Ticaret Borsası içindeki bölgede üretim yapmıştır. 2010 yılında Zirai Aletler Sanayi Sitesi’nde toplam 2.5 dönüm arazi üzerine kurulan ve 48 süpürgeci esnafının dükkanı bulunan Süpürgeciler Sitesi yapılmıştır. Günümüzde hem geleneksel, hem de modern araç ve gereçlerle süpürge üretimi yapılmaktadır.

Süpürge kamışı yılda bir kere toplanmaktadır. Genel olarak nisan ayında ekilmekte ve ortalama olarak 6 ay gibi bir sürede yetişmektedir. Ağustos-Eylül aylarında süpürgenin kesimi yapılmaktadır. Normal mevsiminden sonra ekilen kamışın kalitesi düşük olmaktadır.

Fotoğraflar 1: Süpürge Kamışının Tarladan Toplanması

Olgunlaştıktan sonra kesilen süpürgeler açık alanlara serilerek kurutulur. Daha sonra süpürgenin taneleri temizlenir. Tanesi temizlenen süpürgeler tekrar kurumaya bırakılır. Tanesinden temizlenmiş ve yeterince kurumuş olan süpürgeler demetlenerek işlenmeye hazır hale gelir. 

Fotoğraflar 2: Süpürge Kamışının Kurutulması, Tanelerinin Temizlenmesi

Tarladan kaldırılan süpürge kamışının günlük hayatımızda kullanmaya başlanabilmesi için belirli aşamalardan geçmesi gerekmektedir.

Islatma: Üreticiden alınan süpürge kamışları iplerle bağlanarak demet haline getirilir. Kamış demetleri suya batırılır. Kamışların ıslatılması için kullanılan özel bir madde yoktur. Islama işleminde demetteki kamışların hepsinin özellikle saplarının ıslanmasına özen gösterilir.

Fotoğraflar 3: Süpürge Kamışlarının İşlenmeye Başlamadan Önce Islatılması

Kükürtleme: Kamışların ıslanmasından sonra gelen aşama kükürtlemedir. Bu iş için kükürt ambarları kullanılır. Islatılan kamışlar kurutulmadan ıslak halleriyle kükürt ambarlarına taşınır ve istif edilir. Kükürt ambarları; penceresi olmayan, hava almayan, küçük odalardır.

Fotoğraflar 4: Kükürt Ambarına Dizilen Süpürge Kamışları

Kükürtleme işlemi, bir kaba doldurulan toz halindeki kükürdün yakılması ile tütsü şeklinde yapılır.

Fotoğraflar 5: Toz Halindeki Kükürdün Yakılması

Kaba doldurulan toz halindeki kükürt yakılır ve süpürgelerin yanına konur. Ambarın kapısı kapatılarak gece boyunca süpürgeler kükürt dumanına maruz bırakılır.

Fotoğraflar 6: Süpürge Kamışlarının Ambarda Kükürtlenmesi

Kükürt ambarından farklı olarak, kamışların üzerinin muşambalarla tamamen örtülerek de kükürtleme yapılmaktadır. Bu uygulamada, ıslatılan kamışlar ağaçtan hazırlanan istif yerlerine dizilir. Kamışların üzeri tamamen muşamba ile örtülerek hava ile teması kesilir. Kükürt yakılır ve süpürgeler gece boyunca kükürt dumanına maruz bırakılır.

Kükürtleme işlemi; kamışların beyazlamasını ve yumuşak hale gelmesini sağlamaktadır. Bu şekilde kamışların işlenmesi daha kolay hale gelmektedir. Kükürtleme işleminden sonra kamışlar açık havaya çıkarılarak havalandırılır ve kurumaya bırakılır. Islatılan ve kükürtlenen kamışlar işlenmeye hazır hale gelirler.

Fotoğraflar 7: Kükürtlenen Süpürge Kamışlarının Havalandırılması

Ayıklama ve Sarma: Kükürtle rengi açılan ve işlemeye uygun hale gelen süpürge telleri "ayıklayıcı"lar tarafından bıçakla ayıklanır.

Fotoğraflar 8: Süpürge Kamışlarının Bıçakla “Ayıklanması”

Kalın, dolgun ve etli olanlar “tepelik”, ince ve cılız teller ise “işlik” olarak ayrılır. Kısa, kırık, koyu renkte ve kullanıma uygun olmayan teller ayıklanarak küçük el süpürgeleri ve top süpürge yapımında kullanılır.

Ayıklama işlemi; kamışların bıçak vasıtasıyla kesilmesi şeklinde yapılmaktadır. 

Fotoğraflar 9: Ayıklama İşleminde Kullanılan Bıçak

Bu sırada kamışlar sert kısımları kesilerek aynı boya getirilmektedir. Kullanılacak malzeme bağlanarak demet haline getirilir.  

Fotoğraflar 10: Kamışların Demet Haline Getirilmesi

“Sarıcı”lar (taslakçı) tarafından temizlenen teller bir araya getirilip, yavru demetler yapılır. Hazırlanan demetler ikişerli olarak iplikle bağlanarak bir araya getirilir ve süpürgenin taslağı oluşturulur. Süpürgenin taslağının oluşturulması, iskeletinin hazırlanması anlamına gelmektedir.

Kamışların sert, kaba kısımlarının ayıklanması sırasında süpürgenin tepesi için de aynı şekilde demet hazırlanır. Süpürgenin sap kısmı, tepesi için dolgun ve etli olan teller seçilir. Tepelik için seçilen teller temizlenir, kesilir ve demet haline getirilir.

Fotoğraflar 11: Tepeliklerin Hazırlanışı

Kullanılamaz kısımlarından temizlenen ve demetler halinde bağlanan süpürgelerin tepelerinin hazırlanması işlemine geçilir. Tepelerinin hazırlanması; süpürgenin sapının hazırlanmasıdır. Tepeci taslağın sapına hazırlanan telleri yerleştirerek tepelik yapar.

"Bağlayıcı"lar tarafından hazırlanan taslakların üst kısmına yine daha önce tepelik olarak hazırlanan demetler yerleştirilerek, tepelik yapılır, süpürgenin sapı meydana getirilir.

Süpürge sapının tel ile sarılması için boğum hazırlanır.

Fotoğraflar 12: Süpürge Sapının Tel İle Bağlanması ve “Ayakcak”

Teller için boğum hazırlanması ve tellerin bağlanması işlemi sırasında “ayakcak” kullanılır. Ayakcak çelik bir tel ile belde bulunan kemere bağlanır. Bu sayede ayak gücü kullanılarak süpürgenin sap kısmında boğumlar oluşturulur ve teller bağlanır.

Hazırlanan boğumların olduğu yerden tel ile sıkıştırma ve sarma yapılır. Sapın hazırlanmasında kullanılan galvanize tel “çıkrık”ta dolanmış şekildedir.

Fotoğraflar 13: Tepe Çevirmekte Kullanılan “Çıkrık”       

Çıkrık; tepe çevirmekte kullanılır. Çelik galvaniz telinin sabit dönmesini sağlayan bir gereçtir.

Süpürge sapının telle sarılması sırasında “biz” kullanılır. “Biz”; telin ucunun süpürgenin tepe kısmına girebilmesi ve içte kalması için kullanılır. Bu sayede hem yapım sırasında hem de kullanım sırasında telin zarar vermesi engellenmiş olmaktadır. Biz; devamlı kullanılan bir malzemedir ve bele bağlanan kemere takılı durumda kullanılmaktadır. 

Fotoğraflar 14: “Biz” ve Belde Bağlanışı

Süpürgenin sapı hazırlanırken tokmak kullanılır. Tokmak sapın şekle girmesi ve iyice sıkışması için kullanılır.

Fotoğraflar 15: Tokmak ve Kullanılışı

Tepeleri hazırlanan süpürgeler makine ile dikim işlemi için hazır hale gelirler.

Fotoğraflar 16: Tepeleri Hazırlanan ve Dikim İşlemine Hazırlanan Kamışlar

Demet haline getirilen ve tepesi hazırlanan kamışlar makine vasıtasıyla dikilir ve yassılaşması sağlanır. Dikiş makinesinde süpürge hem preslenerek yassı şeklini almakta hem de dikişleri atılmaktadır. Her süpürgeye 5 sıra dikiş atılmaktadır. Dikim makinesi 10 yıldır kullanılmaktadır. Önceki yıllarda bütün işlemler elle yapılmaktaydı. 

Fotoğraflar 17: Süpürgelerin Makine ile Dikilmesi

Elle dikiş yapmak için “falaka” kullanılmaktadır. Süpürge taslağına "el mengenesi" (falaka) yardımıyla süpürge biçimi verilir. Tokmakla vurularak bu biçim pekiştirilir. Üç ya da daha çok yerinden çuvaldızla dikilir.

Falaka: Süpürgeyi sabit bir şekilde tutup dikilmesine yardımcı olur.

Fotoğraflar 18: Süpürgenin Falaka Kullanılarak Elle Dikilmesi

Makaslama: Dikim makinesinde işlem tamamlandıktan sonra süpürgenin hazırlanışı bitmiş sayılmaktadır. Son işlem olarak uçlarının kesilmesi ve düzgün hale getirilmesi gerekmektedir.

Fotoğraflar 19: Süpürgelerin Uçlarını Makaslamada Kullanılan Kesme Makinesi

Süpürge kesme makinesi süpürgelerin uçlarını kesmeye ve istediğin boyutta ayarlamaya yarar.

Fotoğraflar 20: Süpürgelerin Uçlarının Makaslanarak Düzeltilmesi

Hazırlanan süpürgelerin uçları makaslanarak düzeltilir ve kullanıma uygun hale getirilir. Bir süpürgenin kalitesi; renginden, sıklığından ve genişliğinden anlaşılmaktadır. Süpürge hazırlandıktan sonra deste makinesi yardımıyla bağlanarak desteler haline getirilmektedir. Süpürgeler 10 tanesi bir araya getirilerek bağlanmaktadır.

Fotoğraflar 21: Süpürgelerin Destelenmesi 

Günümüzde elektrik süpürgeleri çok yaygın olarak kullanılmasına rağmen, ot süpürgeler kullanılmaya devam etmektedir. Merdivenler, dış mekânlar ve sokakların süpürülmesinde ot süpürge kullanılmaktadır. Bu nedenle mutlaka evlerde ot süpürgesi bulunmaktadır.

Fotoğraflar 22: Süpürgelerin Son Hali

Sonuç ve Öneriler

Geleneksel Türk el sanatlarından biri olan süpürgecilik; gelişen teknolojinin etkisi, süpürgenin bir temizlik aracı olarak önemini kaybetmesi ve ekonomik sebeplerle kaybolmaya yüz tutmuştur.

Babadan oğula, ustadan çırağa devredilen mirası yaşatmaya çalışan ustalar yetiştirmek üzere yeni çırak bulamamaktan şikâyet etmektedirler.

Eski usul süpürgelerin yerine elektrikli süpürgelerin tercih edilmesi nedeniyle süpürgecilik zanaatı tükenme noktasına gelmiştir.

Süpürge kamışlarının “Süpürge Borsası”nda yüksek fiyata satılması da süpürgeci esnafını ekonomik olarak sıkıntıya sokmaktadır. Satışlarının iyice azaldığı günümüzde süpürge kamışlarının açık arttırma ile satılması esnaf açısından maliyetlerin artmasına sebep olmaktadır. Dolayısıyla masrafı fazla ancak kazancı az olan süpürgecilik yeni nesiller tarafından tercih edilmemektedir. 

El sanatları ustalarının belirli bir sağlık güvencesi bulunmaması ve gelirlerinin sabit olmaması, çalıştıkları atölyelerin standartlarının çok düşük olması nedeniyle birtakım meslek hastalıklarına yakalanmaları mesleğe olan ilginin her geçen gün azalmasına, kimi meslek gruplarının yok olmasına neden olmaktadır.

Modern yaşamın getirisi pek çok ürünün hizmete sunulduğu bir ortamda el sanatları ihtiyaçtan çok zevke hitap etmektedir. Eskiden çeyiz sandığının baş köşesinde bulunan, güzelliğin ve temizliğin sembolü olarak bilinen süpürgenin varlığı, buzdolabı süsü halinde minyatürleştirilerek yaşatılmaya çalışılıyor.

Hammadde temini konusunda ustaların desteklenmesi üretimin kalitesini ve kapasitesini etkileyecektir.

Ülkemize ait var olan maddi kültürel değerlere sahip çıkabilmek için, bu değerlerimizin diğer ülkeler nezdinde öncelikle tanımlanması; bunun içinde programlı bir şekilde öncelik durumuna göre araştırmaların yapılması gerekmektedir. Araştırmaların derleme boyutunun yanı sıra “etnografik belgeleme” çalışmalarını da kapsaması el sanatlarının arşivlenmesi bakımından önemlidir.

KAYNAKLAR ve KAYNAK KİŞİLER

Yazılı Kaynaklar

BARIŞTA, H. Örcün; Türkiye Cumhuriyeti Dönemi Halk Plastik Sanatları, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, Ankara, 2005.

CEBECİ, Suat; Bilimsel Araştırma ve Yazma Teknikleri, Alfa Yayınları, İstanbul, 2002.

ÇOBANOĞLU, Özkul; Halkbilimi Kuramları ve Araştırma Yöntemleri Tarihine Giriş, 2. Baskı, Akçağ Yayınları, Ankara, 2000.

ÇORUHLU, Tülin; Sakarya İli’nde Türk El Sanatları, Sakarya İli Tarihi, Cilt:2, Sakarya Üniversitesi Rektörlüğü Yayınları, Sakarya, 2005.

EROĞLU, Türker; Adana İli Saimbeyli, Tufanbeyli ve Düziçi İlçeleri Halk Kültürü Üzerine, I. Uluslararası Karacaoğlan ve Çukurova Halk Kültürü Sempozyumu Bildirileri, Adana, 1990.

GÖKÇE, Birsen; Toplumsal Bilimlerde Araştırma, Savaş Yayınları, Ankara, 1992.

Kaynak Kişiler

Hüseyin DEMİR; 1963 Sakarya doğumlu, 30 yıldır süpürge imalatında çalışıyor.

İbrahim ŞIKŞIK; 1952 Yugoslavya doğumlu, 40 yıldır süpürge imalatında çalışıyor.

Sabri TOK; 1952 Sakarya doğumlu, 40 yıldır süpürge imalatında çalışıyor.

Seyit Ali ÇALIK; 1953 Sakarya doğumlu, emekli, 10 yıldır süpürge imalatında çalışıyor.

Sabahattin BOŞLUK; 1963 Sakarya doğumlu, 25 yıldır süpürge imalatında çalışıyor.

Mehmet ELMACI; 1945 Edirne doğumlu, 40 yıldır süpürge imalatında çalışıyor.

Ferhat ÇİÇEK; 1986 Sakarya doğumlu, 6 yıldır süpürge imalatında çalışıyor.

Sebahattin AY; Kaynarca Kışla Köyü doğumlu, evli, 6 çocuğu var, Kışla Köyü’nde yaşıyor, tarımla geçiniyor.